Ana içeriğe atla
Fivestar: 
Average: 5 (2 votes)

Sevginin dili

Biz insanların sevmeye ve sevilmeye ihtiyacımız vardır. Dünyadaki yerimizi bulmak isteriz ve bu yer daima diğer insanlarla ilişkilidir. Onlar tarafından sevildiğimizi hissedersek, her şey daha kolay. Sonraki zorluklar için enerjimiz olur ve en büyük mutlulukları deneyimlemekteyizdir. Öte yandan, sevilmediğimizi hissedersek her şey daha zordur. O zaman hayat anlamsız gelmekte ve en büyük acıları yaşarız.

Sevgi, romantik ilişkilerdeki ilk âşık olmakla anlaşılmamaktadır. Bu zamanda yangını canlı tutmaya çalışmakta pek uğraşmayız. Ancak, bu takıntılı aşama sadece iki yıl sürmektedir. Bundan sonra genellikle sadece bilinçli sevgi ile devam edilir. Yani, sevgi amaçladığımız, düşündüğümüz ve uğraştığımız bir şeydir.

Bu sevgiyi korumak için iki şey gerekir: Sevme isteği ve sevgi dili bilgisidir. Bu, inisiyatif almak, bilinçli olarak olumlu bir şey söylemek veya birisi için iyi bir şey yapmak anlamına gelmektedir. Hayatı kolaylaştıran veya başkaları için anlamlı kılan bir şeydir. Kim sevgiyi bu şekilde yaşarsa, karşılığında sevgi alır.

 

SEVGİNİN 5 DİLİ

Şimdiye kadar her şey çok iyi ve anlaşılabilir. Ancak hala ikinci faktör var: sevginin dili. Beş tane sevgi dili vardır. Yani, sevgi ile iletişim kurabilmek için beş yol vardır.

Bunda özel olan, her birimizin bu dillerden birini veya ikisini tercih etmesidir. Bu birincil (ve/ veya ikincil) sengi dilini iyi konuşmakta ve anlamaktayız. Diğer dilleri yeterince anlamamaktayız.

 

1. SEVGİ SÖZLERİ

Sevgiyi sözlerle iletişim kurabiliriz: Takdir, övgü, tanıma, anlayış veya bir "Seni seviyorum". Sevgi sözleri, diğer insanın değerini onaylayan basit, yürekten sözlerdir. Doğru olmaları ve yürekten gelmeleri gerekir, aksi takdirde işe yaramazlar.

Bu kelimelerin nadiren konuşulduğu bir ortamda yetişenlerin önce o dili öğrenmeleri gerekir. Bu aktif kelime haznenizi artırmak ve olumsuz kelimeleri ortadan kaldırmak anlamına gelebilir. Bu sevgi sözlerini ifade etmek başkalarını dinlemeye yardımcı olur. Kelimeler benim birincil dilim değil. Ben patronken bunları kendi kendime öğrettim. Birisini övmek için kendimi zorlamak zorunda kaldım. İlk başta beceremiyor gibiydim çünkü bu benim için doğal değildi. Bugün bunu dile dökmek benim için daha kolay, ama hala geliştirmem gereken çok şey var, örneğin iltifatlarda.

 

2. HEDİYELER

“Küçük hediyeler dostluğu koruyor” denir halk dilinde. Sebepsiz değil, çünkü hediyeler sevginin bir dilidir. Sevgi dolu bir hediye diğerinin hayatını iyileştirmeli ve "Senden hoşlanıyorum. Seni düşündüm.” demelidir.

Bazı insanlar hediye vermeyi sever. Tatillerinden bir şey getirirler veya artık ihtiyaç duymadıkları ancak başkaları için çok faydalı olabilecek bir şeyi hediye ederler. Bu muhtemelen sevgilerinin birincil dilidir.

Bu benim birincil dilim değil, ama pekte önemsiz bulmuyorum. Birinin bana bir hediye vermesi ve bunu yaparken bir şey düşünmesi hoşuma gitmektedir. Öte yandan, hediyeler genellikle sevginin bir ifadesi değil, bir yükümlülüğün ifadesidir. Bununla fazla bir şey yapamam ve bu tür hediyeleri dağıtmakta zorlanıyorum.

 

3. YARDIMSEVERLİK

Bir kişiye yardım ederek onunla sevgimizi iletişim kurabiliriz- bizim için gerçekten rahatsız edici olsa bile. Bu, taşınma esnasında veya küçük bir şeye yardımcı olmak olmak gibi büyük bir yardım olabilir.

Birincil sevgi dili yardımseverlik olan insanlar, arkadaşları, partnerleri ve aileleri için fazladan efor sarfedebilirler.

Başkalarının hayatını mümkün olduğunca kolaylaştırmak için çok zaman ve enerji harcamaktadırlar. Bir yükümlülük hissi uyandırmadan gönüllü yardımlarını teklif edebilmektedirler.

Arkadaşlarıma yardım etmekten gerçekten zevk alıyorum, özellikle de kendimi iyi hissettiğim için. Fakat birincil dilim bu değil, aksi takdirde vicdanı daha rahat olan diğerlerinden destek almayı kabul edebilirim.

 

4. İKİ KİŞİNİN BİRLİKTELİĞİ

Beraber zaman geçirmek ve birbirinin bölünmemiş dikkatini yaşamak demektir. Sadece bir odada birlikte olmak ve kendi işlerini yapmak, sevginin ifadesi olarak sayılmaz.

Bu muhtemelen benim birincil dilimdir. Arkadaşlarla birlikte vakit geçirmek benim için önemlidir- ama beş kişiyle birlikte olmak benim için iki kişinin birlikteliği kalitesinde bir şey değil. Bölünmemiş bir dikkat ile daha iyi hissediyorum.

 

5. DOKUNUŞLAR

Birine dokunmak, sevginin beşinci ifadesidir. Dokunmak sadece fiziksel temastan daha fazlasıdır, duygusal yakınlık demektir. Bu dil de sadece romantik ilişkileri kapsamamaktadır. Ayrıca bir arkadaşın sırtını sıvazlayabiliriz, çünkü çok iyi bir iş çıkarmıştır ya da biri üzgün olduğunda ona sarılabiliriz. Bazı insanlar bu yakınlığa ihtiyaç duyarlar ve sadece başkaları tarafından dokunduklarında sevildiklerini hissederler.

Öte yandan, sadece birkaç dokunuşlarla geçinen bir aileden geliyorsa, zararsız bir jestte dahi mahremiyetin istila edildiğini hissedebilir. Ben bu şekilde anlamıyorum, ama dokunuşlar benim için en yabancı olan sevgi dilidir. Bunu en az öğrendiğimden birisine dokunmanın ne zaman uygun olduğu hakkında hiçbir algılama yetim yoktur. Bu benim için çok zor. Bu benim birincil dilim olamaz, yoksa çoktan duygusal anlamda açlıktan ölmüş olurdum.

 

BAŞKALARININ DİLİNİ ÖĞREN

Genel anamda herkes bu beş dili anlayabilir. Ancak, herkes aynı yorumlamayı yapamaz. Sarılmalar içinde sevildiğini hissetmek, partnerin sık sık sarıldığınızda kendini sevildiğini hissetmesi anlamına gelmez. Partnerinin farklı bir birincil dil konuşması durumunda, sevgi ifadeni onun algılaması çok zor olacaktır- hala kendini sevilmemiş hissediyor. Birinin kendisini sevilmiş hissetmesini istiyorsan, onun birincil dilini konuşmalısın.

Bunun tam tersi de aynıdır. Belki partnerin veya arkadaşın sevgisini kendi dilinde iletişim kuruyordur, ancak sen anlamıyorsundur. Bu durumda, önce kendi dilini bilmeli ve partnerini doğru yöne yönlendirmelisin, çünkü sevgi dillerinin bilgisi iyi bir ilişki için iki faktörden biridir.

Hala emin değilsen, önce kendini ve sonra diğer insanları gözlemle: sevgi sözlerine cevap veriyorlar mı? Cevap veriyorlarsa, hangilerine? Hediyelerden mutlu oluyorlar mı yoksa başkalarına hediye vermeyi mi seviyorlar? Başkalarına yardım etmeyi seviyor musun veya kimsenin sana yardım etmediğinden sık sık şikâyet ediyor musun? Onları hangi anlamda destekleyebilirsin? Büyük bir grupla çıkmak yerine seninle zaman geçirmek istiyorlar mı? Sana veya başka insanlara sık sık dokunuyorlar mı?

Ayrıca “Hayatını iyileştirmek için bir şey yapabilseydim, bu ne olurdu?” diye sorabilirsin. Belki beklenmedik bir cevap alırsın.

Categories: